DEMOKRASİNİN SERÜVENİ
DEMOKRASİNİN SERÜVENİ
HÂKİMİYETİN KAYNAĞINA GÖRE YÖNETİM BİÇİMLERİ
Monarşi
• Tüm yetkilerin ve güçlerin tek kişide toplanmasıdır.
• Seçim dışı yöntemler kullanılır.
• Yetki, genellikle miras yoluyla (babadan oğula- saltanat) geçer ve tek bir kişide toplanır.
Bu kişi kral, prens, padişah, çar olabilir
• Bu kişinin emirleri tartışılmaksızın kabul edilir.
• Yasama, yürütme ve yargı yetkileri bu kişinin elindedir. Kimseye hesap vermez.
Geçmişte monarşi ile yönetilen ülkeler; Roma İmparatorluğu, Rusya, İngiltere Osmanlı Devleti, Fransa.
Günümüzde ise Suudi Arabistan, Fas, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, İngiltere, İspanya, Hollanda, Japonya monarşik devletlerdir.
Oligarşi
• Belli bir sınıfın, grubun ya da küçük bir azınlığın egemenliği ve yönetimi altında tutulan yönetim şeklidir.
• Asiller meclisi vardır. Bu meclis krala yaptırım uygulayabilir.
• Meclisin kararlarına uymayan kral görevden alınabilir
• Kral yetkilerini bu meclisten alır
Geçmişte oligarşi(aristokrasi) ile yönetilen ülkeler; Eskiçağ’da Roma
Yunanistan
Günümüzde Cezayir, Irak ve Suriye gibi ülkeler oligarşik devletlerdir.
Teokrasi
• Bir ülkedeki siyasal yapılanma, devletin yönetim organları tüm siyasal ilişkilerin dinîkurallara göre düzenlenip yürütüldüğü yönetim biçimidir.
Geçmişte teokrasi ile yönetilen ülkeler; Osmanlı Devleti, Emeviler, Abbasiler.
Günümüzde İran, Vatikan, İsrail teokratik devletlere örnek olarak gösterilebilir.
Cumhuriyet
• İnsanların eşitliğe, seçme ve seçilme hakkına sahip olduğu yönetim biçimidir.
Yönetim ve güç halkın kendisinin seçtiği kişilere aittir.
Yöneticiler millet tarafından belirli süreler için seçilir.
Kişilerin vazgeçilmez hak ve hürriyetleri vardır.
• Yasaların üstünlüğü vardır. Buna herkes uymak zorundadır.
• Halk memnun olmadığı yöneticileri seçimle değiştirebilir•
Türkiye, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Fransa, Kanada demokratik devletlerdir.
DEMOKRASİNİN TEMEL İLKELERİ NELERDİR
Millî Egemenlik
Ø Demokraside egemenlik millete aittir. Millet bu hakkını temsilcileri (milletvekilleri) aracılığıyla kullanır. Yönetenler, gücünü milletten alır. Hiçbir kimse, zorla iş başına gelemez. Bu esas, anayasamızda şöyle belirtilmiştir: "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir."
Hürriyet ve Eşitlik
Ø Demokraside, hürriyet ve eşitlik esastır. Hürriyet, başkalarına zarar vermeden her şeyi yapabilmektir. Bütün insanlar hürdür. Herkes, serbestçe düşünür ve düşüncelerini açıklayabilir.
Ø Eşitlik, hiçbir ayrım olmaksızın herkesin kanun önünde aynı haklara sahip olmasıdır. Hiç kimseye din, dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşüncesinden dolayı farklı işlem yapılamaz.
Siyasi Partiler
Ø Demokratik yönetimlerde, ülke sorunlarının çözüm yolları üzerinde aynı düşünceyi paylaşan insanlar bir siyasi parti kurabilirler. Vatandaşlar, bu siyasi partilerden birine üye olabilirler. Ülkemizde Kurtuluş Savaşı'ndan sonra ilk kurulan parti Halk Fırkası'dır. Fırka parti anlamına gelir. Cumhuriyetin ilanından sonra partinin adıCumhuriyet Halk Partisi olmuştur.
Ø Siyasi partiler, anayasa ve ilgili kanun hükümlerine uygun olarak faaliyetlerini sürdürürler. Siyasi partilerin hepsi, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü kabul eder. İnsan haklarına saygılıdır. Millet egemenliğini esas alır. Demokratik ve laik cumhuriyet ilkelerine bağlıdır.
Ø Demokrasilerde hükümeti kurma görevi, genellikle seçimler sonucunda en çok milletvekilliği kazanan partiye verilir. Hükümeti kuran partiye iktidar partisi denir. Diğer siyasi partiler ise muhalefet partileri olarak adlandırılır. Siyasi partiler, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarındandır.
1946 yılında Türkiye'de ilk kez birden fazla partinin katıldığı seçimler sonucunda çok partili hayata geçildi.
Demokrasinin Öğeleri
§ Hâkimiyetin asıl sahibi halktır.
§ Kişi hak ve özgürlüklerine yer verilir.
§ Herkes tek ve eşit oy hakkına sahiptir.
§ Toplum içinde yaşayan insanlar eşit haklara sahiptir.
§ Yönetenler halk tarafından belli aralıklarla yapılan seçimler sonucunda göreve gelir.
§ Azınlıkta kalanların haklarına saygılı bir çoğunluk yönetimi sağlanır
YAŞAYAN DEMOKRASİ
Ø Seçme ve seçilme demokrasinin temel özelliklerindendir. Bu temel özellik seçim kanunlarında bazı maddelerle belirtilmiştir.
Bunlar;
Ø Madde 2: Seçimler serbest, eşit, tek dereceli genel oy esaslarına göre yapılır. Seçmen, oyunu kendisi kullanır. Oy, gizli verilir. Oyların sayımı, dökümü ve tutanaklara bağlanması açık olarak yapılır.
Ø Madde 6: On sekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı, seçme ve halk oylamasına katılma hakkına sahiptir.
Ø Madde 14/2: Oyunu kullanan seçmenin parmağının işaretleneceği özel boyayı ithal veya imal ettirmek, sandık kurullarında zamanında bulundurmak ve saklamak devletin görevlerindendir.
Ø 1995 yılında yapılan bir değişiklik ile partilere üye olma yaşı 18’e indirildi. Siyasî partilerin kadın ve gençlik kolları kurmalarını, yurt dışında örgütlenmelerini yasaklayan hüküm kaldırıldı.
Ø Yükseköğretim elemanları ile yükseköğretim öğrencilerine siyasi partilere üye olma hakkı getirildi.
Ø 1995 yılında milletvekili sayısı 450'den 550'ye çıkarıldı.
OKUL MECLİSLERİ PROJESİ
v 13 Ocak 2004 tarihinde TBMM ve Milli Eğitim Bakanlığı arasında, öğrencilerde demokrasi bilincinin oluşmasını sağlamak ve demokrasiyi yaşatabilmek amacıyla imzalanan bir protokol uyarınca Demokrasi Eğitimi ve Okul Meclisleri Projesihayata geçirilmiştir.
Projenin Amacı
v Projenin başlangıçta çocuklarımıza, daha sonra da demokratik hayatımıza kazandıracağı dört temel amacı belirtilmiştir.
Bunlar;
v Yerleşik bir demokrasi kültürü ve bilincinin oluşturulması,
v Hoşgörü, çoğulculuk, farklılıklara rağmen insanların huzur ve barış içerisinde bir arada yaşabileceği, tartışma ortamını bilen, düşünen, sorgulayan, analiz ve sentez yapma kabiliyeti olan bireylerin, büyük Atatürk'ün "Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür" olarak nitelediği cumhuriyet vatandaşlarının yetiştirilmesi,
v Kültürünü özümsemiş, ayakları kendi ülkesinin toprağına basan, ancak dünyaya ve milletlerarası değerlere açık nesillerin yetiştirilmesi,
v Seçme, seçilme ve oy kullanma kültürünün kazandırılmasıdır.
TARİHTEN GÜNÜMÜZE DEMOKRASİNİN YOLCULUĞU
Demokrasi sözcüğü Yunancadan gelir. Eski Yunancada "demos’ halk, ‘kratos’ iktidar ya da egemenlik anlamında kullanılırdı. Buna göre, demokrasi halkın egemenliğini ifade eder. Demokrasinin ilk ortaya çıktığı ülke eski Yunanistan’dır.
Demokrasinin günümüze kadar gelişmesini etkileyen önemli unsurlar şunlardır:
M.Ö. 450: Atina'da Aristo, Eflatun ve Sokrates gibi düşünürlerin düşünce olarak katkıda bulundukları bir çeşit yönetim sistemi, siyasi tarihteki yerini aldı. Site" denilen şehir devletlerce kadınlar ve köleler site halkının dışında kabul ediliyordu. Yetişkin erkeklerin halk meclisinde konuşma ve oy kullanma hakkı vardı.
375:Roma İmparatorluğunda yurttaştık ve insan haklan kavramı gelişme gösterdi.
1215: İngiltere'de Kral I. John'un imzaladığı Magna Carta kralın yetkilerini sınırlarken halka da bazı hak ve özgürlükler tanıyordu. Magna Carta ile kralın sınırsız yetkilerine son verildi. Kimsenin yargılanmadan cezalandırılmayacağı ilkesi getirildi.
1450: Alman Johann Gutenberg modern matbaayı geliştirdi. Matbaanın geliştirilmesiyle birlikte insanlar duygu, düşünce ve bilgilerini birbirleriyle paylaşmaya başladı. Bu da demokratik hak ve talepleri hızlandırdı. Matbaanın geliştirilmesi Avrupa'da Rönesans ve Reform hareketlerinin başlamasına neden oldu.
1750: Avrupa aydınlanma felsefesiyle anayasal demokrasinin düşünce temelleri atıldı. Montesqieu (Monteskiyo) güçler ayrılığını savunuyordu. Jean Jacgues Rousseau (Jan Jak Russo) "özgürlük, eşitlik ve kardeşlik" sloganıyla 1762 - 1763 yıllarında "Toplumsal Sözleşme"yi yazdı. John Locke (Con Luk) ise yaşama hakkı, özel mülkiyet hakkı gibi insanların sahip olması gereken belirli özgürlükleri savundu.
1776: Virginia Haklar Bildirgesi'nde yaşam, hürriyet ve mülkiyet haklarıyla beraber mutluluğu arama hakkından söz edildi.
1789: 1789 yılında Fransa halkı krala karşı ayaklandı. Bunun sonucunda Fransızİnsan Bildirgesi yayımlandı. Bu bildiri temel insan haklarını "hürriyet, mülkiyet, güvenlik ve zulme direnme" olarak tespit etmektedir. Eşitlik, özgürlük ve adalet düşüncesinin kitleler tarafından telaffuz edildiği ilk siyasal örnektir.
Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi, yalnızca Fransızlar için değil, bütün insanlar için geçerli olan bir bildirgedir. Bu yüzden evrensel niteliktedir.
1877: İlk Türk Meclisi Mebuslar Meclisi (Genel Meclis) adı altında ve iki meclisli olarak 20 Mart 1877 tarihinde çalışmalarına başladı.
1920: 23 Nisan 1920 tarihinde Ankara'da egemenliğin millete ait olduğu ilk meclis kuruldu. Yurdumuzun değişik bölgelerinden gelen milletvekilleri burada çalışmaya başladı.
1945: II- Dünya Savaşı'nın sonuçlarını gören devletler sürekli barışın sağlanması için bir araya gelerek Birleşmiş Milletler örgütünü kurdu ve 1945 yılında Birleşmiş Milletler Antlaşması imzalandı.
t» Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi'nin 11 Aralık 1946 tarihli ilk oturumunda içinde insan haklarının yer alacağı bir belge hazırlanması amacıyla Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu oluşturuldu. Komisyonda hazırlanan taslak 10 Aralık 1948 tarihinde genel kurul tarafından İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi olarak kabul ve ilan edildi. Bildirge insan haklarına ve temel özgürlüklere saygıyı sağlamak ve geliştirmek yolunda atılan ilk adımdır.
1989: Almanya'da bulunan Berlin duvarının yıkılması ve Sovyetler Birliği ile Doğu Avrupa ülkelerinin dağılması bu ülkelerde demokrasinin yayılmasına zemin hazırladı.
1995: İnternet kullanımı yaygınlaştı. İnternet kullanımının yaygınlaşmasıyla dünya üzerinde insanların birbirleriyle iletişimi arttı ve fikirlerin tüm dünyaya daha hızlı bir şekilde yayılması sağlandı.
2000: Dünyadaki 192 ülkeden seçimle iş başına gelen demokratik ülke sayısı 120'ye ulaştı. Bu rakam dünya nüfusunun yaklaşık %60'ına denk gelmektedir.
BELGELERİN DİLİ
İnsan haklarının gelişimi geçmişten günümüze kadar gelen çeşitli belgeler ve yasalardan öğrenilmektedir.
Bu belge ve yasaların bazıları şunlardır:
HAMMURABİ YASALARI (M.Ö. 1795 -1750)
Hammurabi, Babil küçük bir şehir devleti iken tahta çıktı ve devleti bir imparatorluğa dönüştürdü. Kendi adıyla bilinen yasalar çıkardı. Bu yasalar, Hammurabi'nin hükümdarlığının son yıllarındaki 282 davayla ilgili kararları kapsar. Kararlar evlenme, boşanma, ticaret, ceza gibi toplumsal adalet kurallarını içerir. Hammurabi Yasaları kendinden sonraki toplumları etkiledi ve örnek oldu. Bu nedenle demokrasinin gelişim sürecinde önemli bir belgedir.
Hammurabi Yasalarındaki maddelerden bazılarışunlardır:
• Sağlam olmadığı için yıkılarak içindekilerin ölümüne neden olan binanın ustası da öldürülür.
• Ameliyat sırasında hastasını öldüren doktorun elleri kesilir.
• Bir insan, kendisi ile eşit olan birinin dişini kırarsa onun da dişi kırılır (Dişe diş).
• Bir insan başka bir insanın gözünü çıkarırsa onun da gözü çıkarılır (Göze göz).
VEDA HUTBESİ (632)
İnsan hakları meselesi Hz. Muhammed’in önemle üzerinde durduğu bir konudur. Batı'da kabul görmüş evrensel değerler, insan haklarına ilişkin hükümler asırlar önce Hz. Muhammed tarafından dünyaya ilan edildi. Bu konuda Veda Hutbesi'nin önemi büyüktür.
Veda Hutbesi, Hz. Muhammed'in 23 yılda yaptığı ilahi duyurunun özünü, ana noktalarını vurgulayan tarihî konuşmanın adıdır. Bu tarihî hitap iç içe geçmiş ve gittikçe genişleyen dairelerden oluşur. Merkez dairede kişi yer alır. Kişinin yer aldığı bu merkezî daireyi aile ve bütün insanlığın bulunduğu daireler kuşatır.
Veda Hutbesi'ndeki maddelerden bazıları şunlardır:
• İnsanların canları, malları ve ırzları kutsaldır.
• Kan davaları tamamen kaldırılmıştır.
• Hiç kimse diğerinden üstün değildir.
• Kimseye haksızlık yapmayın, boyun da eğmeyin.
• Kimse başkasının suçundan dolayı sorumlu tutulamaz.
Ey İnsanlar! Beni dinleyin sonra bu mevkide sizinle bir daha buluşamam. İslamiyetten önceki zamana ait bütün cahiliyet adetlerini ayağımın altına alıp çiğniyorum.
Bir Arap’ın, Arap olmayan yabancıya, bir yabancının bir Arap’a üstünlüğü yoktur... Ey halk! Sözlerimi dinleyin ve anlayın. Her Müslüman diğer Müslümanın kardeşidir. Bütün müminler kardeştir. Bir kimseye kardeşinin malı helal olmaz, sadece gönül nrızasıyla verirse başka. Kendinize zulüm etmeyin.
Kölelere gelince; onlara kendi yediklerinizden yedirin ve giydiklerinizden giydirin... Ve kötü muameleye layık değillerdir...
Ey halk! Sizin, kadınlarınız üzerinde birtakım haklarınız vardır. Onlar sizin haklarınıza riayet etmelidirler. Onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Onlara karşı iyi davranın. Eşlerinize şefkatle muamele edin...
Ey halk! Bir kadının kocasının izni olmadıkça onun malından bir şeyi başkasına vermesi caiz değildir. Borç ödenmelidir. Kiralanan mal geri verilmelidir. Hediyeye hediye ile mukabele etmek yaraşır. Başkalarına kefil olan kimse kefaletin sorumluluğunu yüklenmiş demektir...
Her katil, suçundan kendisi sorumludur. Hiçbir katilin islediği suç, çocuklarına şamil olamaz. Hiçbir oğlun ve kızın suçu, babayı sorumlu etmez...
MAGNA CARTA (1215) 1215 yılında imzalanan Magna Carta İngiltere kralı ile soylular arasındaki karşılıklı yetki ve görevleri belirledi ve böylece kralın sonsuz yetkilerini sınırladı. Magna Carta,vatandaşların hakları ve özgürlükleri açısından önemli kurallar getirerek, hukukunüstünlüğü ilkesinin birçok ülkede yerleşmesini sağladı.
Magna Carta’da maddelerden bazıları şunlardır:
v Kral yasalara uygun olarak verilmiş bir hüküm olmadan kimseyi tutuklayamaz, hapsedemez, mallarına el koyamaz, sürgüne gönderemez, kötü muamelede bulunamaz.
v Kral, kanuni bir hüküm olmadan toprakları, şatoları, hakları ve özgürlükleri ellerinden alınmış kişilere tüm bunları iade edecektir.
v Özgür bir kişi işlediği küçük bir suç için buna uygun bir para cezasına çarptırılacaktır. Ağır bir suç işlemezse yaşamına son vermemek şartıyla suça uygun bir ceza verilecektir.
v Kimseye karşı hak ve adaleti yerine getirmekten kaçınılamaz ve adalet geciktirilemez.
KANUNÎ SULTAN SÜLEYMAN'IN KANUNLARI (1520 -1566)
I. Süleyman (Kanunî Sultan Süleyman) Osmanlı Devleti'ne Yükselme Dönemi'nde hükümdarlık yaptı. Hazırladığı kanunlarla dünyada ün yapan I. Süleyman'a "Kanunî"unvanı verildi.
Kanunlarda yer alan maddelerden bazıları şunlardır:
Ø Bir kimse bir başkasıyla kavga edip birbirinin sakalını yolsalar, ikisi de kınanır. Zenginse yirmi, fakirse on akçe alınır. Eğer birbirlerinin yakalarını yırtsalar her ikisi de cezalandırılır.
Ø Bir kimse adam öldürürse kısas uygulanır (Adamı öldüren de öldürülür).
Ø Bir kişi diğer kişinin kasten gözünü çıkarsa ya da dişini kırsa kısas uygulanır.
Ø Bir yerde kalan kişinin malı çalınırsa hırsızı oradakiler bulmalıdır. Eğer bulamazlar ise o kişinin zararını karşılamak zorundadırlar.
FRANSIZ İNSAN VE YURTTAŞ HAKLARI BİLDİRGESİ (1789)
1789 yılında Fransa'da çıkan ihtilal sonucunda mutlak krallıkların yıkılabileceği görüldü. Fransa 28 Ağustos 1789 tarihinde Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'ni ilan etti. Demokrasi Batı uygarlığının vazgeçilmez unsurlarından biri oldu. Eşitlik, özgürlük, adalet, anayasal yönetim ve milliyetçilik gibi ilkeler önce Avrupa'ya sonra da dünyaya yayıldı.
Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’ndeki maddelerden bazıları şunlardır:
v Hiç kimse inançlarından dolayı rahatsız edilemez.
v Düşünce ve ifade özgürlüğü garanti altındadır.
v Hiç kimse yasaların gösterdiği durumlar dışında suçlanamaz ve tutuklanamaz.
v Keyfî emirler verilmesini isteyenler ve bu emirleri yerine getirenler cezalandırılır. Suçlu olduğu ispat edilene kadar herkes masumdur.
v İnsanlar özgür ve eşit değerdedir ve öyle de kalırlar.
v Hak ve özgürlüklerin sınırı yasalardır. Özgürlük bir başkasına zarar vermeden herşeyi yapabilme gücüdür.
v Kral dahil kimse halktan kaynaklanmayan iktidarı kullanamaz.
v Tüm yurttaşlar bizzat veya temsilcileri aracılığıyla yasaların yapılmasına katkıda bulunma hakkına sahiptir.
KANUN-İ ESASİ (1876)
Osmanlı Devleti'nde 23 Aralık 1876’de I. Meşrutiyet ilan edilerek Türk tarihinin ilk anayasal özelliğini taşıyan Kanun-i Esasi kabul edildi. Böylece halk ilk defa padişahın yanında yönetime ortak oldu. Seçme, seçilme ve temsil hakkını kullandı. Kişi hakları anayasanın güvencesi altına alındı.
Kanun-i Esasi'deki maddelerden bazıları şunlardır:
Ø Osmanlı sınırlarındaki herkes kişisel hürriyete sahiptir. Hiç kimse başkalarının hürriyetine zarar veremez.
Ø Bir kanuna dayalı olmadığı sürece hiç kimseden vergi ve buna benzer paralar alınamaz.
Ø İşkence ve her türlü eziyet kesinlikle ve tamamen yasaktır.
Ø Mahkemeler her türlü müdahaleden uzaktır.
Ø Osmanlı sınırları içerisindeki herkes özel mülkiyet sınırları içindeki her türlü saldırıdan korunmuştur.
Ø Kanunda olmayan bir sebepten dolayı kimsenin özel mülküne zorla girilemez.
İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ (1948)
İnsan haklarının uluslararası alanda korunmasını amaçlayan çalışmalar II. Dünya Savaşı'ndan sonra hız kazandı. 24 Ekim 1945 tarihinde Birleşmiş Milletler kuruldu. Birleşmiş Milletler bünyesinde kurulan İnsan Hakları Komisyonu’nun çalışmaları sonucunda 10 Aralık 1948 tarihinde İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kabul edildi. Bubildirge insan haklarını uluslararası alanda korumayı amaçlayan önemli bir belgedir.
İnsan Hakları Beyannamesi'ndeki maddelerden bazıları şunlardır: v Her kişinin yaşama hakkı, kanun koruması altındadır.
v Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza ya da işleme uğratılamaz.
v Hiç kimse köle veya kul olarak tutulamaz.
v Hiç kimse zorla çalıştırılamaz ya da zorla çalışmaya bağlı tutulamaz.
v Herkesin özgürlük ve güvenlik hakkı vardır.
v Yasal yöntemler dışında hiç kimse özgürlüğünden yoksun bırakılamaz.
v Herkes özel ve aile yaşamına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
v . Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir. Ancak bu özgürlük kamu güvenliğinin ve düzeninin, genel sağlığın, genel ahlakın ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için kanunda ön görülen zorunlu olan önlemlerle sınırlanabilir.
AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ (1950)
Birleşmiş Milletler Örgütü'nün kurulması ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin kabul edilmesinden sonra demokratik ilkeleri benimseyen Batı Avrupa ülkeleri 5 Mayıs 1949 tarihinde Avrupa Konseyi'ni kurdular. Avrupa Konseyi insan haklarının korunmasında etkili olan ilk bölgesel kuruluştur.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ndeki maddelerden bazıları şunlardır: Ø Bütün insanlar hürriyet, haysiyet ve şeref bakımından eşittirler.
Ø Herkes ırk, renk, cins, din, dil gibi açılardan herhangi bir fark gözetmeksizin bu bildirideki hürriyetlerden yararlanır.
Ø Yaşamak, hürriyet ve kişi emniyeti her ferdin hakkıdır.
Ø Hiç kimse kölelik ya da kulluk altında bulundurulamaz.
Ø Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ve haysiyet kırıcı cezalara tabi tutulamaz.
Ø Herkes hukuki kişiliğinin tanınması hakkına sahiptir.
Ø Kanun önünde herkes eşittir.
Ø Hiç kimse keyfi olarak tutulamaz, alıkonulamaz ve sürülemez.