Sagular da savlar gibi eski Türklerin yaşam biçimlerinden doğan sözlü ürünlerdir. Eski Türklerde sevilen, sayılan bir kişinin ölümünden sonra düzenlenen cenaze törenine "yuğ töreni", bu törenlerde söylenen şiirlere "sagu" adı verilirdi.
Ölen kişinin yiğitliğini, yaptığı işleri, değerini anlatan, ölümünden doğan acıyı dile getiren bu şiirler bir tür ağıttır. Destan özelliği de gösteren sagularda geniş doğa tasvirlerine rastlanır.
Aşağıda Alp Er Tunga'nın ölümü üzerine duyulan acıyı dile getiren "Alp Er Tunga Sagusu"nu okuyacaksınız. Alp Er Tunga Sagusu XI. yüzyılda Kaşgarlı Mahmud tarafından halk ağzından derlenmiştir.
Saguların Genel Özellikleri:
Alp Er Tunga Sagusu
Karahanlı Türkçesiyle | Türkiye Türkçesiyle |
Alp Er Tonga öldi mü İsiz ajun kaldı mu Ödlek öçin aldı mu Emdi yürek yırtılur |
Alp Er Tonga öldü mü, Kötü dünya kaldı mı, Zaman öcün aldı mı Artık yürek yırtılır. |
Ödlek yarag közetti Ogrı tuzak uzattı Begler begin azıttı Kaçsa kah kurtulur |
Felek fırsat gözetti, Gizli tuzak uzattı, Beyler beyin şaşırttı; Kaçsa nasıl kurtulur? |
Ulşıp eren börleyü Yırtıp yaka urlayu Sıkrıp üni yurlayu Sıgtap közi örtülür |
Uludu erler kurtça, Bağırıp yırttılar yaka, Çığırdılar ıslıkla, Yaştan gözler örtülür. |
Ödlek arıg kevredi Yunçıg yavuz tavradı Erdem yeme savradı Ajun begi çertilür |
Zamane hep bozuldu, Zayıf tembel güçlendi, Erdem yine azaldı, Acun beyi yok olur. |
Bilge bögü yunçıdı Ajun atı yençidi Erdem eti tmçıdı Yerge tegip sürtülür |
Bilge bilgin yoksul oldu, Acun atı azgın oldu, Erdem eti çürük oldu, Yere değip sürtülür. |