'nde üretilir.
· Ekonomik değeri olan hayvanların üretilip, beslenmesi ve pazarlanması işlerine hayvancılıkdenir.
· Hayvancılık özellikle yüksek ve engebeli yerlerde, ekime dikime elverişli olmayan bölgelerde, halkın yaşayışında birinci derecede rol oynar.
· Türkiye, geniş çayır ve meralarıyla hayvan yetiştirilmesine elverişli bir ülkedir.
· Hayvan sayısı bakımından önemli bir zenginliğe sahiptir. Dünyada 9., Orta Doğu'da ve Avrupa'da 1. sırada yer alır.
· Ülkemizde hayvancılık faaliyetleri, mera hayvancılığı ve ahır hayvancılığı olarak ikiye ayrılır. Mera hayvancılığı doğa koşullarına bağlı olarak yapılan hayvancılıktır. Et ve süt verimi düşüktür. En çok Doğu Anadolu Bölgesi'nde yapılmaktadır. Ahır hayvancılığı yıl boyunca hayvanların ahırlarında beslenmesidir. En çok Marmara Bölgesi'nde yapılmaktadır. Ahır hayvancılığı daha çok sığır yetiştirilmesinde uygulanmaktadır.
· Manda, sığır, deve, at, eşek gibi hayvanlar büyükbaş hayvanlardır. Ülkemizde en çok sığır yetiştirilir.
· Küçükbaş hayvancılık Türkiye'de en çok yapılan hayvancılıktır. Bu gruba giren hayvanlar koyun, kıl keçisi ve tiftik keçisidir.
· Tavuk, horoz, hindi, kaz, ördek gibi hayvanlara kümes hayvanları denir. En çok Güney Marmara, Ege Bölgesi, Orta ve Batı Karadeniz bölümlerinde yetiştirilir.
· İpek böceği, doğal ipek elde etmek için yetiştirilen ve dut yaprağı ile beslenen bir hayvandır. Türkiye'de Bursa, Denizli, Elazığ, Ankara, Antalya, Amasra ve Diyarbakır'da ipek böcekçiliği yapılmaktadır.
· Bal ve balmumu elde etmek için arı beslenme faaliyetine arıcılık denir. Türkiye'nin iklimi, bitki örtüsünün çeşitliliği, üstün nitelikli arı türleriyle arıcılığa elverişlidir. Türkiye'nin her bölgesinde arıcılık yapılır.
· Yurdumuzun üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen balıkçılık yeteri kadar gelişmemiştir. Türkiye'de tutulan balığın denizlerimize göre dağılımı şöyledir;Karadeniz %85, Marmara Denizi %10, Ege Denizi %3, Akdeniz %2'dir. Akarsu ve göllerimizin olduğu yerlerde ise tatlı su balıkçılığı yapılmaktadır.
· Balıkçılığın daha çok kıyı balıkçılığı olarak yapılması, açık deniz balıkçılığının yaygın olarak yapılmaması,
Türkiye, hayvancılığın gelişmesi için önemli bir potansiyele sahiptir. Bu potansiyelin değerlendirilmesi için aşağıdaki koşulların uygulanması gerekir.
· Çayır ve mera hayvancılığı yerine, besi ve ahır hayvancılığının yaygınlaştırılması,
· Otlakların ıslah edilmesi ve korunması, aşırı ve erken otlatmanın engellenmesi,
· Süt dana ve süt kuzu ile doğurgan hayvanların erken kesiminin önlenmesi,
· Üreticilerinin pazarlama olanaklarının geliştirilmesi.
· Karadeniz'de nem oranının yüksek olması nedeniyle ormanlar deniz seviyesinden itibaren başlar. Bölgede, her mevsim bol yağışlı olması nedeniyle gür ormanlar yetişir.
· İç bölgelerde yağışların yetersiz olması ve belli dönemlerde kuraklığın etkili olması nedeniyle, ormanlar geniş alan kaplamazlar. İç kesimlerde ormanlar, genellikle daha nemli olan yüksek kesimlerde toplanmıştır.
ağaçlandırma çalışmalarıyla orman alanlarını genişletmek amacıyla, çeşitli kuruluşların çalışmaları vardır.
Orman Bakanlığı, TEMA (Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı), ÇEKÜL (Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı),Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD) ve Çevre Gönüllüleri Derneği gibi kuruluşlardır.
· Canlı yaşamı için gerekli oksijeni üretir.
· Erozyonu önler.
· İçinde barındırdığı bitki ve hayvan varlığını korur.
· Askerî ve stratejik yönden yurt savunmasına katkı sağlar.
· Temiz havası ve doğal güzellikleriyle turizme katkı sağlar.
· Havanın temizlenmesine ve atmosferdeki nem dengesinin korunmasında düzenleyici rol oynar.
· Sel, çığ, taşkın ve heyelan gibi doğal afetleri önler.
Sayısız yararları bulunan orman varlığını korumak ve geliştirmek için aşağıdaki önlemlerin alınması gerekir.
· Sulak alanlarda çabuk büyüyen ağaçların (kavak, okaliptüs, dişbudak, söğüt vb) yetiştirilmesi,
· Yakacak odun için çabuk büyüyen ağaçların kullanılması gerekir.
SANAYİ VE TİCARET
Ülkemizde ve tüm dünyada sanayi faaliyetleri bazı koşullara bağlıdır.
Bu koşullardan bazıları şunlardır:
• Hammadde
• Sermaye
• Enerji
• İş gücü
• Ulaşım -İşletme
• Teknoloji
• Pazarlama
• Yer şekillerinin elverişliliği
Örneğin; ülkemizin tahıl ambarı olarak bilinen Konya ve civarında un, makarna ve bisküvi fabrikalarının yaygın olduğu görülmektedir. Ayrıca Kocaeli, Bursa ve İstanbul'da ağır sanayi faaliyetleri yapılmaktadır. Buradaki sanayi ürünleri İstanbul üzerinden deniz ve hava yolu ile tüm dünya pazarlarına ulaşmaktadır. Hayvancılık faaliyetlerinin daha çok yapıldığı Erzurum ve Kars gibi illerimizde ise süt ve süt ürünlerine ait yatırımların yapıldığını görmekteyiz.
Ekonomiye Yön Verenler
Bazı kurum ve kuruluşlar ülke ekonomisinin gelişmesi için bir araya gelmiştir. Bu kurum ve kuruluşlar oluşturdukları iş sahalarıyla ülkedeki işsizlik oranının düşmesini sağlamaktadır.
Ayrıca bu kurum ve kuruluşlar ürettikleri ürünleri dış pazarlara satarak ülkemize döviz kazandırmakta, böylece ekonomiye katkı sağlamaktadırlar.
Bu kuruluşlar sanayi ve ticaret odaları olarak ayrılabilir.
Sanayi Odalarının Sorumlulukları
• Sanayinin gelişmesine hizmet etmek,
• Sanayiyle ilgili araştırma ve inceleme yapmak,
• Başlıca sanayi ham madde ürünlerinin fiyatlarını yayınlamak,
• Organize sanayi siteleri kurulmasını ve idaresini sağlamaktır.
Ticaret Odalarının Sorumlulukları
• Meslekî ahlak ve dayanışmayı korumak,
• Ticaret ve sanayiyle ilgili incelemeler yapmak,
• Bulunduğu yerin ticari örf, adet ve kurallarını tespit etmek,
• Meslekî konularda bakanlıklara, illere ve belediyelere teklif ve isteklerde bulunmaktır.
ÖNEMLİ TİCARET VE SANAYİ ODALARINDAN BAZILARI İSTANBUL TİCARET ODASI (İTO)
Sanayi ve ticaretin birbirini destekleyerek hızla gelişmeye başlaması Coğrafi Keşifler ve Sanayi İnkılâbı’ndan sonra oldu. Avrupa'da sanayi ve ticaret gelişirken, Osmanlı Devleti'nde kurulan loncalar Batı'nın sanayi atılımı ve gelişmiş ticaretinin de etkisiyle işlevlerini yerine getiremeyerek çöktü.
Yaşanan gelişmeler, farklı bir anlayış ve yaklaşımla üretimin ve ticaretin yeniden örgütlenmesini gerektiriyordu. Bu nedenle Osmanlı Devleti'nin son zamanlarında farklı isimle faaliyet gösteren oda, 1952 yılında İstanbul Ticaret Odası adını aldı.
TÜRK SANAYİCİLERİ VE İŞ ADAMLARI DERNEĞİ (TÜSİAD)
Derneğin merkezi İstanbul'dur ve Türkiye'de başka şubesi yoktur.
Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneğinin Amaçları
• Atatürk'ün çağdaş uygarlık hedefine ve ilkelerine sadık toplumsal yapının gelişmesine ve demokratik sivil toplum ve laik hukuk devleti anlayışının yerleşmesine yardımcı olmak,
• Türkiye'de serbest ekonomi kurallarının yerleşmesinin yanı sıra ülkenin insan ve doğal kaynaklarının teknolojik yönden desteklenerek en etkin biçimde kullanımını, verimlilik ve kalite yükselişini sürekli kılacak ortamın sağlanması yoluyla rekabetin arttırılmasını hedef alan politikaları desteklemek.
TÜRKİYE'DEKİ SANAYİ KOLLARI1. Besin (Gıda) Sanayisi
Hammaddesi tarım ve hayvansal ürünlere dayalı olan sanayidir. Sanayi kolları içerisinde ikinci sırayı alır. Besin sanayisi, tarım ürünlerinin yoğun olarak yetiştirildiği merkezlere yakın yerlerde kurulmuştur.
Önemli besin sanayi kolları;
- Şeker fabrikalar (Karadeniz kıyısı hariç her yerde),
- Çay fabrikaları (Rize),
- Un fabrikaları, makarna ve bisküvi fabrikaları (özellikle İç Anadolu),
- Zeytin yağı fabrikaları (Ege ve Güney Marmara'da),
- Ayçiçek yağı fabrikaları (Trakya'da),
- Tütün fabrikaları (İstanbul, İzmir, Bitlis, Samsun, Tokat vb.),
- İçki fabrikaları (İstanbul, Tekirdağ),
- Konserve ve salça fabrikaları (Marmara, Ege, Akdeniz bölgeleri),
- Süt ürünleri fabrikaları (İzmir, Edirne, Kars, İstanbul).
2. Dokuma, Tekstil ve Deri Sanayisi
Türkiye'de en gelişmiş sanayi koludur. En fazla işçi bu sektörde çalışır. Üretimin çoğu ihraç edilir.
- Pamuklu dokuma; Adana, Antalya, İzmir, Aydın, Nazilli, Manisa, Kayseri, Malatya, İstanbul ve Bursa. Bursa'da ipekli dokuma, Gemlik'te suni ipek fabrikası vardır.
- Yünlü dokuma; İstanbul, Hereke, Bursa, İzmir, Uşak.
- Halıcılık; Isparta, Uşak, Gördes, Kayseri, Simav.
- Deri ve kösele işleme; İstanbul, İzmir, Bolu ve Uşak.
3. Maden Sanayisi
- Demir - Çelik; Karabük, Ereğli, İskenderun, Kırıkkale, Sivas, İzmir.
- Alüminyum; Konya-Seydişehir.
- Bakır işleme fabrikaları; Samsun, Murgul.(Artvin)
4. Makine Sanayisi
Bursa, İstanbul, İzmit, Adapazarı, Konya, Adana'da otomobil, kamyon ve otobüs fabrikaları. Eskişehir ve Adapazarı'nda lokomotif ve vagon fabrikaları bulunmaktadır. İstanbul, Tuzla, Pendik, Gölcük ve İzmir'de gemi tersaneleri bulunmaktadır. Kırıkkale ise savaş sanayinin merkezidir
5. Kimya Sanayisi
- Petrokimya; Batman, İzmit (İpraş), Mersin (Ataş), İzmir (Aliağa), Kırıkkale (Orta Anadolu Rafinesi) bulunmaktadır.
- İlaç fabrikaları; İstanbul, İzmir, Ankara, Adapazarı.
- Lastik fabrikaları; İzmit, Adapazarı, Kırşehir.
- Gübre fabrikaları; Mersin, Bandırma, Elazığ, Kütahya, Tekirdağ ve İskenderun.
6. Orman Ürünleri Sanayisi
En fazla Karadeniz Bölgesi'nde gelişme göstermiştir. Kâğıt ihtiyacımızın bir kısmını ithal etmekteyiz.
- Kâğıt fabrikaları; İzmit, Balıkesir, Çaycuma (Zonguldak), Taşköprü (Kastamonu), Taşucu (İçel), Dalaman (Muğla), Aksu (Giresun), Çay (Afyon) da bulunur.
- Mobilya sanayi; Adapazarı, Ankara, İnegöl, İstanbul, İzmir, Kayseri.
7. Çimento, Cam, Seramik Sanayisi
Hammaddesi taşa, toprağa bağlıdır.
- Çimento fabrikaları; Türkiye'nin her bölgesine dağılmıştır. İhraç ürünlerimizdendir. İstanbul, İzmit, Adana, İzmir, Denizli, Ordu, Elazığ.
- Cam fabrikaları; İstanbul, Denizli, Mersin, Kırklareli, Sinop.
- Seramik fabrikaları; Çanakkale, Bilecik, Kütahya, İstanbul, İzmir.
MADENLER
Maden: Yeraltından çıkarılan ve ekonomik değeri olan maddelere “maden” denir.
Bir madenin işletilebilmesi için gerekli şartlar şunlardır:
1. Büyük sermaye (para),
2. Teknik olanaklar (bilgi, araç-gereç),
3. Cevherdeki maden oranının yüksek olması (madenin kalitesi), madenin değeri,
4. Madenin, zengin ve uzun süre işletilmeye elverişli olması (rezerv=madenin miktarı),
5. Madenlerin yeryüzüne yakın olması, bölgenin ulaşıma müsait olması.
Cumhuriyet dönemi ile birlikte madencilik alanında yapılan çalışmalar şunlardır:
1. Bilimsel çalışmalara başlandı.
2. Etibank, 1935 yılında yapılacak çalışmalar için gerekli olan sermaye için kuruldu.
3. 1935 yılında yer altı maden kaynaklarımızı araştırmak için MTA kuruldu.
4. Yatakların işletilebilmesi ve değerlendirilebilmesi için “Maden Kanunu” çıkarıldı (1950).
Madenlerimizin bir kısmı enerji kaynağı, bir kısmı ise çeşitli sanayilerin hammaddesi olarak değerlendirilir.
Madenlerimizin bir kısmı enerji kaynağı, bir kısmı ise çeşitli sanayilerin hammaddesi olarak değerlendirilir.
KULLANILDIĞI ALAN VE İŞLETMELER | ÇIKARILAN YERLER |
DEMİR: Demir-çelik sanayisinin temel hammaddesidir. Rezervde: 10 Demir-çelik fabrikaları: Karabük, Ereğli ve İskenderun’daki demir-çelik fabrikalarıdır | Divriği, Hekimhan, Hasan Çelebi (Sivas-Malatya arası); Kayseri, Adana, K.Maraş arası; Develi, Edremit (Balıkesir); Simav (Kütahya); Poyas (İskenderun) |
BAKIR: Elektrik ve elektronik sanayisinde kullanılır. Bakır üretiminde Dünyada 1. Samsun’da Karadeniz Bakır İşletmeleri | Küre (Kastamonu); Murgul (Artvin); Ergani-Maden(Elazığ); İzmir (Dikili-Torba) |
KROM: Demir-çelik sanayisinin önemli hammaddesidir. Çeliğin sertleştirilmesinde ve paslanmaz çelik üretiminde, kaplamada (kromaj) ve savaş sanayiinde kullanılır. En önemli ihraç maddemizdir. (Üretimde Dünya 3.) | Fethiye-Köyceğiz (Muğla), Guleman-Maden (Elazığ) Bursa, Eskişehir arası, Kayseri, Sivas, Adana, K.Maraş Denizli, Kütahya. |
BOR: Jet ve roket yakıtı, cam, elyaf, sabun, deterjan, tekstil boyaları, porselen, ilaç sanayi, fotoğrafçılıkta kullanılır. (Yarıdan fazlası ülkemizde ve bir kısmı ihraç edilir.) | Susurluk, Bigadiç, Sındırlı (Balıkesir) Seyitgazi (Eskişehir), Emet (Kütahya) M. Kemalpaşa (Bursa) |
BOKSİT: Alüminyum ham maddesidir. Uçak, ve otomobil endüstrisi ile ev eşyası yapımında... | Konya (Seydişehir) İskenderun, Muğla, Adana |
KÜKÜRT: Haşerelere karşı | Keçiborlu (Isparta) Denizli (Sarayköy), Burdur. |
KURŞUN-ÇİNKO: (Yahyalı, Ulukışla, Kütahya) | Elazığ (keban), Akdağmadeni |
CİVA: Eczacılık, elektrikli aletlerin yapımında kullanılır. | Konya (Sarayönü), İzmir (Çeşme) |
MANGANEZ: Demirin çeliğe dönüştürülmesinde kullanılır. | Artvin (Borçka), Zonguldak (Ereğli) |
TUZ: Yemeklerde, kimya sanayiinde. | Tuzgölü, İzmir Çamaltı, Çankırı |
OLTU TAŞI: Tespih, süs taşı | Erzurum (oltu) |
LÜLE TAŞI: Pipo ve süs eşyası | Eskişehir |
MERMER: Heykel, inşaat işleri, süsleme. | Manisa, Kütahya, Muğla, Aydın Çanakkale, Bursa, Gemlik, Erzurum |
ZIMPARA TAŞI: Cila | İzmir, Aydın, Muğla. |
ENERJİ KAYNAKLARI
Enerji: İş yapabilme gücüne denir.
Kullanıldığı Alan | Üretilen Yerler |
Taş Kömürü (Maden Kömürü): Demir-çelik, kimya, sanayisinin hammaddesi Gazı alındığında kok kömürü elde edilir. Termik santrallerinde kullanılır; ihtiyacı karşılamaz. | Zonguldak (Kilimli, Kozlu, Ereğli) |
Linyit: Oluşumu taşkömüründen daha sonradır. Kalorisi az, enerjisi düşük, külü çok. Isınmada kullanılır. Ülkemizin ihtiyacını karşılar. Termik santralleri: Maraş (Afşin-Elbistan) (ilk), Zonguldak (Çatalağzı), Manisa (soma), Kütahya (Seyitömer) (Tunçbilek), Muğla (Yatağan), İstanbul (Ambarlı), Sivas (Kangal), Bingöl (Karlıova) | Kütahya (Tunçbilek, Değirmisaz) Manisa (Simav); K. Maraş (Elbistan) Amasya (Çeltik), Ankara (Beypazarı) Çorum (Dodurga) |
Petrol: Birçok alanda kullanılır. Ülkemiz zengin değildir, %85’i ithal edilmektedir. Rafineriler: Batman, Aliağa İzmir, İzmit (İpraş), Mersin (Ataş) Kırıkkale (Orta Anadolu, Tüpraş). Irak petrolleri boru hattı ile Yumurtalık Limanı’na taşınmaktadır. Azerbaycan petrolü nün yapılacak boru hattı ile İskenderun Körfezi’ne getirilmesi planlanmaktadır. | Raman, Garzan (Siirt), Diyarbakır, Şanlıurfa, Mardin, Adıyaman ve Adana. |
Doğal gaz: Çabuk tutuşan, yanıcı özelliği olan, yüksek ısı veren, kirlilik yapmayan yakıt. | Kırklareli (Hamidabat), Mardin (Çamurlu), Cezayir(deniz yoluyla), Rusya’dan (borularla) ithal edilir. |
Hidroelektrik santralleri: Su gücünden enerji elde edilmesidir. Avrupa’da Norveç’ten sonra 2. sırada olmamıza rağmen elektriğin ancak %35’i bu yolla elde edilir. Yani potansiyelin %25’ini kullanmaktayız. GAP ile Fırat ve Dicle üzerinde 21 baraj, 17 hidroelektrik santrali kurulması öngörülmektedir. Bu proje ile elde edilecek enerji Türkiye’deki mevcut hidroelektrik enerjisinden daha fazla olacaktır. | Fırat üzerinde: Atatürk, Keban, Karakaya Kızılırmak üzerinde: Hirfanlı, Kesikköprü, Altınkaya Yeşilırmak üzerinde: Almus, Hasan Uğurlu, Suat Uğurlu Sakarya üzerinde: Hasan Polatkan, Sarıyar, Gökçekaya Gediz üzerinde: Demirköprü Menderes üzerinde: Kemer, Adıgüzel Seyhan üzerinde: Seyhan Ceyhan üzerinde: Aslantaş, Menzelet Manavgat üzerinde: Oymapınar
|
Jeotermal Enerji: Yeraltından çıkan sıcak suyun buharı ile elde edilen enerjidir. Denizli (Sarayköy)’de jeotermal santralbulunmaktadır. | Denizli (Sarayköy), İzmir (Balçova), Aydın (Germençik), Çanakkale (Tuzla), Afyon (Sandıklı), Nevşehir (Acıgöl), Ankara (Kızılcahamam) |
Güneş enerjisi: Su ısıtma, sera ısıtma, su pompası ve bazı elektrikli aletlerin çalıştırılmasında kullanılır. | Akdeniz ve Ege Bölgelerinde yararlanılan enerji türüdür. |
Nükleer enerji (Atom enerjisi):Uranyum ve toryumdan elde edilen enerji olup Mersin Akkuyu’da bir santral kurulması fikri vardır. Şu anda bu enerji türü ile elektrik enerjisi üretilmemektedir. | Uranyum yatakları: Aydın, Çanakkale, Şebinkarahisar (Giresun), Manisa, Uşak |
TİCARET Ülkeler arasında veya ülke içinde kâr amacıyla yapılan alış-verişe ticaret denir. Ülke içinde yapılan ticarete iç ticaret, ülkeler arasında yapılan ticarete dedış ticaret denir.
A. İÇ TİCARET
Ülkemizde; hayvansal maddelerin her yerde üretil-memesi, nüfusun dengesiz dağılımı, bölgeler arasında yetiştirilen tarım ürünlerinin farklı olması ve sanayi kuruluşlarının dengesiz dağılımı gibi nedenlerden dolayı çok canlı bir iç ticaret yapılmaktadır.
İç ticaretin yapıldığı yerler pazar, hâl, dükkân, mağaza, panayır ve fuar gibi isimler alır.
B. DIŞ TİCARET Dış ticaret ihracat (dış satım) ve ithalat (dış alım) dan oluşmaktadır. Dış ticareti, ürün miktarı, ürün kalitesi, ürün fiyatı, iç tüketim ve ulaşım şartlan gibi hususlar etkilemektedir.
Türkiye 1980'li yıllara kadar tarım ve maden ürünleri ihraç edip, işlenmiş sanayi ürünlerini ithal etmekteydi. 1990'lı yıllarda sanayi ürünlerinin ihracattaki payı % 90'a çıkmıştır.
Türkiye’nin En Fazla İthalat (Dış Alım) Yaptığı Ülkeler: Almanya, Rusya,İtalya ,Fransa, İsviçre,İngiltere
Türkiye'nin En Fazla İhracat (Dış Satım) Yaptığı Ülkeler: Almanya,İngiltere,ABD, İtalya, Hollanda,Fransa,İspanya,Rusya.
İTHAL ETTİĞİMİZ MALLAR
Petrol, doğalgaz, kömür, iş makineleri, elektronik ürünler, saat, otomobil ve yedek parça, gemi, uçak, ilaç ve sağlık ürünleri, optik ve ölçü aletleri, muz, kakao, kauçuk, kahve, pirinç, şeker, et, kalay, alüminyum, kağıt, içki, sigara, elektrikli makineler, v.s.
İHRAÇ ETTİĞİMİZ MALLAR
-Pamuk, tütün, fındık, turunçgiller, kayısı, kuru üzüm, kuru incir, ceviz, Antep fıstığı, halı, mobilya, otomobil, otobüs, çimento, beyaz eşya ürünleri, demir çelik ürünleri, cam ve cam ürünleri, krom, bor mineralleri, bakır, mermer, pamuklu dokuma ve konfeksiyon ürünleri, ayakkabı, deri v.s.
HAYAT VEREN PROJE(GAP) Bir bölge idaresidir.1989’da Başbakanlığa bağlı olarak kuruldu. Amacı; bölge kapsamına giren illerde; konut, sanayi, madencilik, tarım, enerji, ulaşım gibi hizmetler ile bölgeyi hedef alan araştırmaların yaptırılmasıdır.
Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), Türkiye'nin tarımla ilgili olarak hazırlanmış en büyük projesidir. Projenin yapımı hâlâ devam etmektedir.
Bu proje Dicle ve Fırat nehirleri üzerinde yapımı planlanan barajlar, hidroelektrik santraller ve sulama tesislerini kapsamaktadır.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi bir tarım ve hayvancılık alanıdır. Toprakları verimli ve geniş düzlükler halindedir. Tarımda en önemli sorun sulamadır. Bu amaçla bölgede GAP (Güneydoğu Anadolu Projesi) adı ile bilinen çalışmalarla (baraj, kanal, tünel) tarım alanlarının sulanması ve buraların değerlendirilmesi düşünülmüştür. Buna paralel olarak çeşitli sektörlerin gelişmesi sağlanacaktır.
GAP 25 büyük sulama projesini kapsayan ve tamamlandığında 1,7 milyon hektar tarım alanının sulanmasını gerçekleştirecek olan dev bir projedir. Ülkemizde sulanabilir potansiyele sahip olan alanların 8,5 milyon hektar civarında olduğu düşünülürse buprojenin büyüklüğü daha iyi anlaşılır. Projenin 2010 yılında tamamlanması beklenmektedir.
VERGİM BANA DÖNÜYOR
Vatandaşların, herhangi bir karşılık beklemeden kazançlarının bir bölümünü devlete vermelerine vergidenir.
Vergilerin ne zaman, kimlerden ve ne kadar alınacağı kanunlarda belirtilir. Bir sanayici ile bir çiftçinin kazancı aynı olmayacağından devlete vermeleri gereken vergiler de farklı olacaktır. Devlet, anayasadaki kanunlara göre herkesten gelirine göre vergi alır.
Devletin, kendi kaynakları ile ülke için gerekli olan yatırımların tamamını yerine getirmesi mümkün değildir. Bu nedenle devletin bu konuda vatandaşın desteğine ihtiyacı vardır. Vatandaşlardan alınan vergiler yine toplum yararı için devlet tarafından kullanılır.
Bazı kurum, kuruluş ve kişilerin kazançlarının devlete vermeleri gereken bölümünü ödemedikleri görülmektedir. Bu olaya vergi kaçırmak denir. Bir kurumun hangi vergi dairesine vergi ödediğini gösteren ve iş yerinin duvarında asılı olan belgeye vergi levhası denir.
Ülkemizde devlete ödenen birçok vergi çeşidi vardır. Bunlardan gelir vergisi, vatandaşların bir yıl içinde elde ettikleri gelirin belli bir oranda vergilendirilmesidir. Vergi sadece kişilerden değil, şirketler, kooperatifler, iş ortaklıkları gibi kurumlardan da alınır. Buna kurumlar vergisi denir. Ev gibi gayrimenkul sahiplerinin ödediği vergiye deemlak vergisi denir.
Vergi mükelleflerinin bir vergi döneminde sağladığı kazancı bildiren belgeye vergi beyannamesi denir.
Vergi mükelleflerini tespit eden vergiyi denetleyen ve toplayan resmî daireye vergi dairesi denir.
Memurların ve işçilerin belirli süreler sonunda kurumlarına verdikleri fiş ve makbuz üzerinden kendilerine verilen paraya vergi iadesi adı verilir.
Vergi vermek her ülke vatandaşı için bir görev olarak kabul edilmeli ve yerine getirilmelidir.
DOĞAL KAYNAKLARIMIZ BİZE EMANET İnsanın hayatını devam ettirdiği dış ortama doğal çevre denir. İnsan hayatı nasıl sonsuz değilse çevremizde gördüğümüz ve yaşamımıza yardımcı olan doğal kaynaklar da sonsuz değildir.
Dünyadaki doğal kaynaklar hızla tükenmektedir. Bu durum gelecek yıllarda insan hayatını tehdit eden büyük bir tehlikeye dönüşecektir.
Bütün canlıların yaşamını devam ettirebilmesi için gerekli olan ihtiyaçların başında su gelmektedir. Okyanuslar, denizler, göller, akarsular, bataklıklar, yer altı suları ve buzullar dünyanın başlıca su kaynaklarıdır. Fakat su kaynakları insanlar tarafından hızlı bir biçimde kirletilmekte ve yok edilmektedir.
İnsanları gelecekte bekleyen büyük tehlikelerin başında tatlı su kaynaklarının yok olması gelmektedir. Çünkü dünyada tatlı su rezervi sınırlıdır. Uzmanlar 2025 yılında dünyadaki yedi milyar insanın %40'ının ciddi su sıkıntısıyla baş başa kalacağını tahmin etmektedir.
Tatlı su kaynakları yanında okyanus, deniz ve göller de kirlilik tehdidi altındadır. Bu su kaynaklarında meydana gelen kirlilik ve azalma insan yaşamı dışında diğer canlı türlerinin yaşamını da tehdit etmektedir. Su kaynaklarında meydana gelen kirlilik nedeniyle bozulan doğal dengenin tekrar eski hâline gelmesi ise uzun yıllar almaktadır. Bu nedenle doğal kaynaklara zarar vermemeli, verenleri uyarmalıyız.
İnsanoğlunun en önemli zenginlik kaynaklarından biri de ormanlardır. Ormanlar, sadece ağaç topluluklarından ibaret değildir. Ormanlar; ağaçlar, hava, su, toprak, barındırdığı diğer bitkiler ve hayvanlarla kendine özgü bir alandır.
Yasak olmasına rağmen orman alanlarında kontrolsüz otlatma yapılmaktadır. Kaçak ağaç kesimi ve otlatmaları nedeniyle ormanlarımız zarar görmektedir.
Ülkemizde arazi kullanımı bilimsel olarak yapılmamaktadır. Orman veya meraya dönmesi gereken üzerinde çok düşük verimle tarım yapılan alanlar sanayiye ve yerleşmeye açılmaktadır.
Orman yangınları ülkemizin büyük sorunlarından biridir. Bu yangınların nedenleri çoğunlukla bilinmemektedir. Orman yangınları açısından en hassas bölgelerimiz Akdeniz, Ege ve Marmara bölgeleridir. Ormanlar, su sağlama, su varlığını koruma ve düzenlemede önemli rol oynar. Bugün erozyon nedeniyle tüm barajlarımız dolma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır. Karakaya Barajı da bunlardan biridir.
Birçok yararı olan ormanlarımızı daima korumalı, zarar verenleri uyarmalıyız.
Ormanlar gibi yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan doğal varlıklardan biri de topraktır.
Toprak, insanların yerleştikleri, evlerini yaptıkları, hayvanlarını otlattıkları, ürünlerini yetiştirdikleri canlı bir örtüdür.
Tarla edinme, kaçak kesim, otlatma, yangın gibi nedenlerle ormanlık alanlar erozyona açık hâle gelmektedir. Yeşil alanların tahribiyle yağmurların oluşturduğu sel yataklarından verimli topraklar ırmaklara taşınmakta ve yok olmaktadır.
Toprağın zarar görmesi, erozyonun yanında çok sayıda insanın yaşamına ve büyük maddi zarara yol açmaktadır. Erozyon, ülkemizdeki en büyük göç nedenlerinden biridir. Erozyon nedeniyle topraklarını kaybeden insanlar bulundukları yerden başka yerlere göç etmek zorunda kalmaktadır.
Erozyon, toprakların üst kısmının akarsular, sel suları ve rüzgâr gibi dış kuvvetlerin etkisiyle aşındırılarak taşınmasına denir.
Türkiye'nin bütün bölgelerinde erozyon görülür. Ancak şiddeti, bitki örtüsüne göre değişir. Örneğin; bitki örtüsünün sık olduğu Karadeniz Bölge'nde şiddeti daha az iken, bitki örtüsünün cılız olduğu İç Anadolu Bölgesi'nde şiddeti daha fazladır.
DİKKAT: Enerji Kaynakları ikiye ayrılır:
1. Tükenebilen (Yenilenemeyen) Kaynaklar:
Kömür, Petrol, Doğal Gaz, Odun.
2. Tükenmeyen (Yenilenebilir) Kaynaklar: Güneş Enerjisi, Rüzgâr Enerjisi, Su Enerji, Jeotermal Enerji.
TURİZM
Turizm: İnsanların gezip, görmek, eğlenmek, dinlenmek amacıyla yaptığı gezilere denir.
-Turizm faaliyeti milli sınırlar içinde gerçekleşiyorsa "iç turizm" ülkeler arasında oluyorsa"dış turizm" adını alır.
- Turizm, ülkeler için ekonomik, kültürel, sosyal ve halk sağlığı yönünden yararlar sağlar.
-Turizm ülkemizi ve kültürümüzü yabancı ülkelerin insanlarına tanıtmak için en iyi yollardan biridir. Bu yüzden ülke ve insan olarak turizmi iyi değerlendirmemiz gerekir.
- Ülkemiz turizm açısından birçok imkana sahiptir.
Turizmin sağladığı yararlar:
Ülke içindeki birlik ve beraberlik duygusunu geliştirir.
Uluslararası yakınlaşma ve samimiyet sağlar.
Ülkeye döviz girdisi sağlar, ekonomiyi güçlendirir. Ticareti canlandırır. Ulaşım ve haberleşme olanakları artar.
ÖNEMLİ TURİZM MEKÂNLARIMIZ:
Tarih turizmi:
Marmara Bölgesi: İstanbul, Edirne, Bursa, Çanakkale
Ege Bölgesi: Efes, Milet, Meryem ana Akdeniz Bölgesi: Aspendos
Karadeniz Bölgesi: Çorum'da Alacahöyük, Trabzon'da Sümela Manastırı
İç Anadolu Bölgesi: Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Anıtkabir, Kayseri'de Küstepe
Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Adıyaman'da Nemrut Dağı heykelleri
Kış Turizmi:
Marmara Bölgesi: Bursa'da Uludağ
Akdeniz Bölgesi: Antalya'da Saklıkent
İç Anadolu Bölgesi: Kayseri'de Erciyes
Karadeniz Bölgesi: Bolu’da Kartalkaya, Çankırı'da Ilgaz
Doğu Anadolu Bölgesi: Kars'ta Sarıkamış, Erzurum'da Palandöken Dağı
Deniz Turizmi:
Marmara Bölgesi: Balıkesir-Erdek, İstanbul-Şile-Silivri
Ege Bölgesi: Çeşme, Kuşadası, Bodrum, Didim, Marmaris, Datça
Akdeniz Bölgesi: Antalya, Alanya
Doğa Turizmi:
Marmara Bölgesi: Balıkesir'de Manyas Kuş Cenneti
Ege Bölgesi: Denizli'de Pamukkale Travertenleri
Akdeniz Bölgesi: Antalya'da Düden ve Manavgat Şelaleleri, İnsuyu ve Karain mağaraları, Cennet - Cehennem Obrukları
İç Anadolu Bölgesi: Nevşehir’de Peri Bacaları, Aksaray'da Ihlara Vadisi
Karadeniz Bölgesi: Bolu'da Abant ve Yedigöller, Trabzon'da Uzungöl
Din Turizmi:
Marmara Bölgesi: Edirne'de Selimiye, Bursa'da Ulucami, İstanbul'da Sultan Ahmet Camii
Ege Bölgesi: Selçuk'ta Meryem Ana Mezarı
İç Anadolu Bölgesi: Konya'da Mevlana Türbesi
Doğu Anadolu Bölgesi: Erzurum'da Çifte Minareli Medrese, Ağrı Doğu Beyazıt'ta İshak Paşa Cami
Güneydoğu Anadolu Bölgesi: Şanlıurfa'da Balıklı Göl
NİTELİKLİ İNSAN GÜCÜ İnsanlar her mesleğin hizmetinden yararlanmaya ihtiyaç duyar. Bu hizmetlerden yararlanan insanlar hayatlarını rahat ve mutlu sürdürürler.
İnsanlar, yaşamlarını devam ettirmek ve geçimlerini sağlamak amacıyla çeşitli işlerde çalışırlar. İnsanlar, yaptıkları işlerin özelliklerine göre ikiye ayrılırlar.
Niteliksiz eleman, fiziksel güce dayalı işlerde çalışan kişilere denir.
Nitelikli eleman, iyi eğitim almış ve zihin gücüne dayalı işlerde çalışanlara denir,
Nitelikli insan;
• İşini iyi bir şekilde yapar.
• Daha üretkendir.
• Yenilik ve gelişmelere açıktır.
• Ülke ekonomisinin gelişmesine katkı sağlar.
• Tasarrufludur.
Nitelikli insan, eğitim yoluyla okullarda yetişir. Ülkemizde nüfus fazla olmasına rağmen, çeşitli sektörlerde çalışan nitelikli eleman sayısı azdır. Nitelikli eleman sayısının azlığı, yapılan işlerden gereken verimin alınmasını zorlaştırmaktadır. Bu durum ülke ekonomisi için olumsuz sonuçlar ortaya çıkarmaktadır.
Nitelikli eleman sayısının fazla olduğu ülkelerin siyasi, ekonomik ve sosyal gelişmişlik düzeyleri yüksektir.
Bu konuda yaşanan büyük sorunlardan biri "beyin göçü" adı verilen iyi eğitim almış ve çeşitli niteliklere sahip kişilerin dış ülkelere göç etmesidir. Bu durumun engellenmesi için nitelikli elemanlara uygun ve verimli çalışma şartları hazırlanmalıdır.
MESLEĞİMİZİ SEÇERKEN
Bir kişinin geçimini sağlamak için yaptığı sürekli işe meslek denir. Mesleklerin birbirine üstünlüğü yoktur. Her meslek topluluk hâlinde yaşayan insanların ihtiyacına cevap verir.
Seçilen meslek insanın kişiliğine, yeteneğine, ilgisine, aile durumuna, değerlerine ve amaçlarına uygun olmalıdır.
Meslek seçimi, yaşam biçimini etkiler. Nerede yaşanacağı ve sosyal yaşantının nasıl düzenleneceği meslek seçiminde oldukça önemlidir. İş şartları, kişiye sağladığı yaşam koşulları daha sonra kişinin verimli çalışmasını etkileyebilir.
Mesleğe yönlendirmenin doğru yapıldığı ülkelerde insanlar, mutlu oldukları ve sevdikleri işleri yaptıkları için çalışma alanlarındaki verimlilikleri artmaktadır. Bu durum ülke ekonomisine olumlu katkı yapmaktadır.
Meslek Çeşitleri Kavramlara dayanan meslekler: Bu meslekler beyin gücüne dayalıdır. Soyut düşünme, yorumlama ve keşfetme ön plandadır (Filozof, yazar).
Veriye dayanan meslekler
Sayıların çok kullanıldığı mesleklerdir (Matematikçi, istatistikçi).
Sosyal yönü yüksek meslekler
İnsan ilişkilerinde başarılı olan insanların yapabileceği mesleklerdir (Öğretmen, Eğitim Danışmanı).
Temelinde nesne olan meslekler Bitki ve hayvanlarla ilgilenmenin ön planda yer aldığı mesleklerdir (Marangoz, veteriner).